Bu Ayeti Kerimede Mallarınızla ve canlarınızla" ifadesi, cihadın iki türüne işaret eder.
Bir kısım insan vardır ki, mallarını Allah yolunda sarf ederler.
Bir kısmı da vardır ki, hayatlarını bu yolda feda ederler.
"Allah yolunda" denilmesi ise, çok mühim bir kayıttır.
Allah yolunda olmayan bir mücadele, "Cihat" ismine layık değildir.
Cihat İslam dininin temel sabitelerinden biridir.
Daha açık söylemek gerekirse Cihat; Allah tarafından kullarına verilmiş olan bedeni, mal ve zihni kuvvetleri Allah yolunda kullanmak, yani Kuran’ı anlama, anlatma, yaşama ve tanıtıp yayma için kuvvet harcamak demektir.
Buda elbette ki bilgi, beden ve mal ile yapılır.
Kur'an ayetleri onlarca ayetinde cihadı yükseltmektedir.
Cihat edenlerle cihattan geri kalanlar arasındaki farkı ortaya koyan ayetler, anlaşılması için içtihat gerektirecek kapalılıkta da değildir.
Resûlullah (s.a.v) yirmi üç yıllık hayatı ve o hayatı uzun uzun izah eden hadisler, cihadı anlatan bölümlerle doludur.
O kadar ki, namazın ayrıntılarına giren hadislerin hacmi ile cihadın ayrıntılarına giren hadislerin hacmi arasında bir oranlama yapılacak olsa, bu oranlama bile cihadın ne denli yer tuttuğu konusunda gayet açık bir belge olur.
Kısacası hedef Allah'ın kelamını yüceltmek olduktan sonra bu yüceltmeyi gerçekleştiren her şey cihattır.
Hedef, nefsi dizginlemek ise nefsi dizginleme maksadını tahakkuk ettiren her iş cihat olarak görülebilmelidir.
Yaşı 45’lere dayanmış bir vatan evladı olarak Cihat denilince kapısında bir gecede olsa nöbet tutma şerefine nail olduğum.
Ömrünü Hak Davasına adamış, Kuran ve Sünneti hâkim kılmak için bir ömrü heba etmiş.
Ve bir soğuk Şubat ayında bizleri yetiştirdiği o kadar dava erini yetim bırakarak Rahmeti Rahmana Kavuşmuş Rahmetli Muhterem Hocamız Prof. Dr. Necmettin Erbakan gelmektedir.
Hocamız ömrünü inandığı hak davaya adamış şuurlu bir Müslüman idi.
Ömrünü insanlığın iki cihan saadetini sağlayacak adil bir dünyayı inşa etmek için vakfetmiştir.
Bütün hayatını İslamsızlıktan dolayı harap olmuş bütün gönülleri, beldeleri İslam ile tamir ve imar etmek cihadıyla geçirmiştir.
İftiraya uğramış aldırmamış, hapse atılmış yılmamış, horlanmış, yok sayılmış caymamış, o yolu yürümeye devam etmiştir.
Şükrediyoruz ki vefatına kadar hep yanında olduk.
Hayatı ve mücadelesi bugün yolumuzu aydınlatmaktadır.
Rahmetli Hocamızı anlamak ise herkesin harcı değildir.
Birincisi Hocamızı anlamak için önce Kuran’ı, Sünneti ve Cihat’ı iyi anlamak ikincisi idealist olmak gerekir.
Büyük idealleri olmayanlar, hayatı gündelik işlerden ibaret sayanlar ya da egoistçe sadece kendini düşünen ve ikbal peşinde olanlar, onu anlamakta zorluk çekerler.
Hocamızı anlamak, insanlığı düşünmeyi gerektirir.
Kendini değil, ülkesini, hatta dünya insanlığını düşünmeden, yeryüzünde adalet ve hakkaniyetin olması için dertlenmeyenler, onu anlayamazlar.
Hocamızı anlamak için heyecan sahibi olmak lazımdır.
Heyecanı olmayan, tekdüze hayata rıza gösteren, coşku taşımayan ve ideal insanlık aşkını yaşamayanlar da onu anlayamazlar.
Rahmetli Hocamız şahsiyet itibariyle çok sağlam bir mümindi, çalışkandı ve mücahitti.
Amacı, İslami prensipleri tüm insanlığa bir muştu olarak sunmaktı.
Onun derdi sadece Türkiye ve bütün Müslümanlar değil 7 milyar insanın insanca yaşamaya hakları olduğunu belirterek, bunun için de yeryüzünde Adil Bir Düzeni Batılıların değil, ancak ve ancak Müslümanların kurabileceğine inanır onun için çaba harcardı.
Peygamberimizin veda hutbesinde bıraktığı Kur’an ve Sünnet gibi iki emaneti omuzlama şerefi Rahmetli Hocamıza düşmüştü ve ömrünü bu yola adamıştır.
Merhum Hocamız da bu prensipleri hayata geçirmek için çalıştı.
Açık ve net söylemek gerekirse onun davasında zerre olan bizler dahi Rahmetli Hocamızı anlamadık.
Anlamış olsa idik geceleri yataklarımızda sabaha kadar uyuyamaz, geceler bu kadar uzun mu diyerek, yataklarımızdan fırlar, hak ve hakikat nizamının hakim olması için çalışırdık.
Rahmetli Hocamız son zamanlarında dahi onun ger zaman söylediği ve Cihadı tarif ettiği gibi, cihada koşarak, koşamıyorsa yürüyerek, yürüyemiyorsa sürünerek gidiyordu.
İşte bu yüzden diyorum ki Cihadı anlamayan, Erbakan Hocamızdan bir şey anlayamaz.
Sonuç olarak Rahmetli Hocamız, siyasette verdiği sözleri yerine getirmek için hayatı boyunca çalışmış, ülkemiz ve İslam dünyası üzerinde oynanan Siyonist planlarını engellemek için zorlu mücadeleler vermiş ve bugün neredeyse bütün Müslüman ülkelerde dökülmekte olan kanın eğer İslam Birliği kurulmazsa kaçınılmaz olacağını yıllar önceden dile getirmiştir.
Kurtuluş için heyecan, iman ve inanç gerek.
Bedir'de olduğu gibi Çanakkale de olduğu gibi inanmaya ve bundan kurtulmak için çalışmaya, bu kirli oyunları görmek için gözümüzü açmaya ve Muhterem Erbakan hocamızı anlamaya ihtiyacımız vardır.
Bugün Elhamdülillah onu anlamış, Hak davasını kendine dava edinmiş Hocamızın yetiştirdiği ve İslam ümmetinin umudu Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Merhum Hocamızın işaret ettiği yolda yürümeye İslam ümmetini düştüğü bataklıktan kurtarmaya Siyonist ve Emperyalistlerin oyunlarını bozmaya devam etmektedir.
Bizlerde bu davanın zerreleri olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın yanında durmaya yedi düvel hainin oyunlarını bozmaya devam edeceğiz.
Yıllarca Rahmetli Hocamızın gölgesinde gölgelenmiş, bugün vatan haini terör örgütleri PKK, FETÖ ve daha nice hain terör örgütleri ile hayır cephesinde buluşmuş bir avuç bunağa ve yolundan sapmışlara rağmen..
Bizler Sayın Cumhur Başkanımız liderliğinde Hocamızın koyduğu hedeflerden milim sapmadan yaşanabilir bir Türkiye, Yeniden Büyük Türkiye ve Yeni Bir Dünya’nın kurulması için gece gündüz çalışacağız.
Merhum Hocamızın Rahmeti Rahmana kavuştuğu bir 27 Şubat’ta Hocamızı Rahmetle yâd ediyoruz.
Makamın Cennet Komşun Resulullah olsun inşallah.
Muhterem Erbakan Hocam..