ATİLLA SAMAT


AYSEL HOCAMIN ILGAZI

.


Siyah beyaz önlüklerin olduğu yıllarda Öğrenci olmak bambaşka duyguydu.

Sınıfta oturma düzeninden tutun ders işleme ye kadar inanın çok daha farklıydı. Uzak köylerden gelen öğrenciler zaten birinci ders bitimine kadar dinlenirlerdi.

Tabi bunların yaya geldiğini anlamışsınızdır. Hele kışın MSB nin sınıf ortasındaki koskoca sobaları nın etrafında 1 ders boyu ancak buzları çözülürdü. Öğretmenler o kadar anlayış gösterirdi ki onları genelde soba etrafında oturturdular.

Milli eğitimin o zamanki müfredatı, müktesebatı da farklıydı. Öğretmen öğrenci ilişkisi daha farklıydı. Resim dersini çok severdim.

Öğretmenimiz hava şartlarına göre muhakkak bahçeye çıkarır doğa resmi çizmemizi isterdi. Kulakları çınlasın Aysel hocamın müzik dersinde öğretip söylediği Ilgaz ana dolunun sen yüce bir dağısın şarkısı nı söylerken Ilgaz’ı çok merak ederdim.

Yıllar sonra Ilgaz dan her geçtiğimde güzel bir tebessümle hocamı hala anarım. Okul salonun da kayıp dolabı diye bir dolap vardı. Bulunan kalem, silgi ve buna benzer şeyler mutlaka oraya konurdu. İkiye bölünüp paylaşılan silgiler. Kalemleri sırayla kullanmalar en güzel tarafıydı o yılların. Günümüzdeki öğrencilerinin imkânlarıyla asla mukayese edilemez.

Çok şanslı bir öğrenci kitlesi yetişiyor. Gazeteyle defter kitabını ciltleyen o zamanın öğrencileri de vefa yı asla unutmadılar. Şimdiki öğrencilerin imkânı çok fazla her şeyleri bolca var. Servisle gidip geliyorlar. Belki çokta başarılı lar. Ama sınıf geçtikçe onlara emek veren öğretmenlerini çok çabuk unutanlarda var. Bu vesile ile  önümüzde ki günlerde kutlanacak olan öğretmenler günü münasebetiyle, buradan başta ulu önder baş öğretmen Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü de şimdiden kutlarım.

Özellikle Aysel hocamın da saygıyla ellerinden öperim. Ilgaz dağı nın yüceliği kadar kendinin yetiştirmiş olduğu öğrencilerinin de gönlünde olduğunu bilmesini isterim. Bu memlekette ne Aysel hocalar ne Aybüke hocalar biter. Kalın sağlıcakla