İstanbul, Bahçelievler’de yaşayan Ekrem Yargıcı, 70 yıl önce çıraklıkla başladığı terziliği usta olarak 65 yıldan bu yana devam ettiriyor. Türkiye’nin doğusu Siirt’ten Ankara’ya oradan da İstanbul’a uzanan muhteşem bir hikâyesini Ekrem Yargıcı, Mehmet Bayar’a anlattı. Yargıcı’nın 20 yaşında iken askerliğe birkaç gün gitmesi hayatını değiştirdi.
Biraz sizi tanıyabilir miyiz, mesleğe ne zaman başladınız?
1938 Siirt doğumluyum. 1953 yılında yani 15 yaşında iken bir terzi ustasının yanında çırak olarak mesleğe başladım. Tüm hayatım boyunca terzilik yaptım. 20 yaşına geldiğimde ise askerlik görevini yerine getirmek için askerlik şubesine gittim. Askerlik yerleri belli oldu. Beni Denizli’ye verdiler. Diğer arkadaşlarım Denizli’de askerî birliğe teslim oldular ama ben olmadım.
Neden teslim olmadınız?
20 yaşına kadar Siirt’te olup başka bir şehre gidince hemen teslim olmak istemedim. Şehir merkezinde bir süre gezdim. Tabii diğer arkadaşlarım teslim oldu hatta eğitimlere bile başlamışlardı. Daha sonra askerî birliğe teslim oldum. Geç teslim olunca bana ‘Başbakan Menderes’in oğlu’ diyorlardı. İlk gün bir çavuş eşliğinde depoya üniformalarımı almaya gittik. Yolda iken bir Albay yolumuza çıktı. Çavuşa sordu “Nereye gidiyorsun” Çavuş komutana dedi ki “Komutanım bir acemi geldi. Depoya gidiyoruz kıyafetlerini alıp sonra saçlarını keseceğim” Albay: “Bunu bırak şimdi bana acil bir terzi lazım” dedi. Bunu duyunca hemen atladım öne “Komutanım ben terziyim” dedim. İyi bir terzi olup olmadığımı sordu. Eğer beni beğenmese Kars’a göndereceğini söyledi. Albayın kıyafetini dikince benim askerlikte dönüm noktam oldu ve tüm serüven o an başladı.
PAŞALARA KIYAFET DİKTİM
Denizli’de terzicilik yaptınız o zaman?
Albay diktiğim kıyafeti çok beğendi. Albay zaman kaybetmeden Ankara Orduevi’ne gönderdi. Ankara Orduevi’ne gittim. Orduevi komutanının yanına gittim. “Beni Denizli’den gönderdiler burada terzilik yapacağım” dedim. Orduevi komutanı “Beni burada utandırmazsın inşallah, paşalara kıyafet dikeceksin.” Dedi. Kendisine iyi bir terzi olduğumu anlattım. Gelen paşaların üniformalarını diktim.
64 YILDIR FOTOĞRAFIM ASILI
Kimlerin üniformalarını diktiniz?
Cemal Gürsel, Cemal Madanoğlu, Alparslan Türkeş, Eşref Bitlis, Cevdet Sunay’a elbise diktim. Bu söylediğim isimler beni çok seviyordu. Cemal Gürsel bir tane fotoğrafımı çekti. Çekilen fotoğrafımı Ankara Orduevi’ne astırdı. Cemal Gürsel tüm askerlere seslendi. “Ankara Orduevi var oldukça bu askerin fotoğrafı duvarda asılı kalacak” dedi. 1958 yılından beri benim fotoğrafım Ankara Orduevi’nde duvara asılı şekilde duruyor. Üzerinden tam 64 yıl geçti. Benim torunum geçtiğimiz yıllarda Ankara Orduevi’nde askerlik yaptı. Fotoğrafımı gördüğünde ise hemen beni aradı.
KENAN EVREN PARAYI VERMEDİ
Birçok paşaya kıyafet diktiniz, peki bunlar arasında unutmadığımız bir anınız var mı?
Evet. Kenan Evren bana kumaş gönderdi ve kıyafet dikmemi istedi. Kıyafetini hazırlayıp teslim ettim. Evren kıyafetin parasını vermedi.
EVREN, RÜYAMDA ÜÇ DEFA BENDEN HELALLİK İSTEDİ
Kenan Evren paranızı vermedi mi?
Hayır alamadım. Hatta size bir şey anlatmak istiyorum. Birkaç ay önce Kenan Evren rüyama geldi. Rüyamda bana “Terzi sen benim kıyafetlerimi diktin ama ben sana paranı veremedim. Kabristanda azap çekiyorum. Hakkını helal et, hakkını helal et, hakkını helal et” dedi bana üç sefer. Sonra ben de helal ettim üzerinden bu kadar zaman geçmiş.
Rahmetli Başbakan Adnan Menderes’e bile kıyafet dikmişsiniz?
ABD’nin 34. Başkanı Dwight D. Eisenhower ve Başbakan Adnan Menderes, Ankara’ya geldi. Tüm vatandaşlar Menderes’e hücum etti. Halk, Menderes’i inanılmaz şekilde çok seviyordu. Millet Menderes’in üstüne atlayınca gömlek düğmeleri koptu ceketi yırtıldı.
Güvenlik önleri yok muydu?
Olmaz olur mu? ABD Başkanı ve Başbakan Menderes Ankara’da olduğu için polisler kuş uçurtmuyorlardı. Ama millet o kadar çok seviyor ki Menderes’i güvenlik bile zayıf kaldı.
ADNAN MENDERES’İN ÖNÜNDE AĞLADIM
Menderes’le tanışmanız nasıl oldu?
Kıyafetleri yırtılınca orduevi terzihanesine girdi. O an en yakın yer Ankara Orduevi’ydi. Menderes kıyafetlerini çıkarttı, diktim ve ütüledim. Kıyafetlerini teslim edince bana 100 lira verdi. Parayı tabii kabul etmedim masanın üzerine bıraktım. Masanın üstüne bırakınca bana “Neden parayı almıyorsun benden zengin misin?” dedi gülümseyerek. Menderes’e “Ben sizden zengin değilim. Başbakanım ben Siirt’liyim. Siirt’te elektrik yoktu elektriği siz getirdiniz, su yoktu suyu siz getirdiniz ve ezan Türkçe okunuyordu bunu aslına çevirip Arapça yaptınız. Ben sizden nasıl para alabilirim” dedikten sonra ağlamaya başladım. Menderes Gözlerimin içine bakarak “Senin gibi askerlerimiz olduğu sürece sırtımız asla yere gelmez” dedi.
Askerlikten sonra neler yaptınız?
Askerliğim bitince memlekete döndüm dükkân açtım. İşler orada iyi gitmedi maalesef faturaları ödeyemiyordum. Sonra kalkıp İstanbul’a gelip dükkân açtım. İstanbul’da dükkân açtıktan sonra Jandarma Dikimevi Müdürlüğü’ne çağırdılar. Dükkânı hemen kapatıp oraya geçtim. 15 yıl boyunca orada terzilik yaptım. Sonra emekli oldum. 84 yaşındayım halen terzicilik yapıyorum.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Çok teşekkür ederim.