İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Biz her zaman zorluklarla karşılaştık ama bugün etrafımızda devletimize karşı bir başka tezgahla karşı karşıyayız. Farklı kisveler altında demokrasiyi Truva Atı olarak kullanarak tezgahlanmış, devletimizin saygınlığını, itibarını, bizatihi devletin kendisini hedef alan, milletin devletine olan sevgisini, sadakatini, inancını hedef alan çok cepheli taarruzla karşı karşıyayız." dedi.
Yenifoça Jandarma Komando Teröristle Mücadele Harekatı Okul Komutanlığında düzenlenen Jandarma Uzman Erbaş Komando Temel Kursu Mezuniyet Töreni'nde konuşan Soylu, mübarek bir günde gurur töreninde olmaktan mutluluk duyduğunu belirterek, mezun olanları Cenabıhakk'ın koruması dileğinde bulundu.
Cenabıhakk'ın baki olduğunu, O'nun baki sıfatının her anlamda mutlak olduğunu kaydeden Soylu, "Devletimiz bakidir. Devletimizin bekası da milletin gayreti, duası ve Cenabıhakk'ın inayeti ile olur. Bizler hepimiz bu kürsüleri, makamları deruhte edenler, bizden sonra gelecek olanlar, bugün burada bu şerefli üniformayı giyenler, bu devletin bekası için sorumluluk almış insanlarız." diye konuştu.
Milletin, devletine ve vatanına aşık olduğunu, bayrağı ve vatanı için malını ve kendi canını verdiğini belirten Soylu, şöyle devam etti:
"Yeri gelir evladını davul zurna ile askere gönderir, ay yıldızlı bayrağa sarılı teslim alır, sadece bir Fatiha okur, 'Vatan sağ olsun' der ve acısını içine gömer. Yeter ki devleti başından gitmesin, yeter ki bayrağının gölgesi eksilmesin diye yeri gelir dünyayı karşısına alır. İşte onun için bu milletin 2 bin 200 yıldır bir devleti vardır. İşte onun için Cumhurbaşkanlığı forsumuzun etrafında geçmişteki 16 devletimizi temsil eden, 16 yıldız ortasında da güzel Cumhuriyetimizi temsil eden onun gibi ışıl ışıl parlayan bir güneşi vardır."
Yıllardır güzel Cumhuriyeti temsil eden güneşi söndürmek isteyenlerin olduğuna dikkati çeken Soylu, "Yıllardır bu güneşi söndürmek istediler. Çok badireler atlattık, darbe mi görmedik, ihanet mi görmedik, istihbarat örgütlerinin ajanlarını, oyunlarını mı görmedik, dışarıdan tezgahlanmış kardeş kavgaları mı görmedik... Bu okulun ismi Terörle Mücadele Harekatı Okul Komutanlığı... Yabancı yatırımcıları olan 40 yıllık terör örgütleri mi görmedik... PKK'sından FETÖ'süne, DEAŞ'ından DHKP-C'sine kadar acaba hangi terör örgütünü, hangi melaneti görmedik..." diye konuştu.
Diyarbakır'ı dün ziyaret ettiğini anımsatan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O hain terör örgütünün, evlatlarını 9 yaşında kaçırdığı, umutlarını, hayatlarını çaldığı örgütün avukatlığını yapanların da bu ihanete aracılık ettiği o acılı anne babaların yanındaydım. Şu anda arkamda olan kahramanlarıma, sizlere, anne babalarına söylüyorum. Binlerce dolar gazetelerinden maaş alan o insanlara da sesleniyorum, bir gün 9 yaşında kaçırılıp, annesinin kucağından alınıp annesinin hasretiyle kavrulan, babasının akşam eve gelmediği zaman göremediği, o annesinin acısını bir gün vicdanlarınızla beraber yazılarınıza döktünüz mü? Hayır. Kalemleriniz devlete karşı cellatlık için hep bilenmiş olur. Kalemleriniz bu milletin birliğine karşı cellatlık için hep bilenmiş olur. Bir gün bu insanların vicdanına dokunmadınız. Bir gün 'bu ülkenin birliği, beraberliği için nasıl gayret gösteririm' düşüncesi içinde olmadınız. Darbe şakşakçısı oldunuz. 'Darbenin meşruiyetini nasıl sağlarım' diye bir anlayış içinde oldunuz. Terör örgütüne yağdanlık yapanlar, terör örgütüyle kendi anlayışlarını bir tutanlara 'acaba nasıl methiyeler düzerim' diye anlayış içinde oldunuz. İhaneti şerefiniz saydınız ve buna devam ettiniz. Hala saymaya devam ediyorsunuz. 'Bu ülkeyi nasıl karıştırırım, bu ülkenin birliğini, beraberliğini nasıl ortadan kaldırırım, bu ülkenin dünya ile rekabetini nasıl engellerim, bizim evlatlarımız dünyada kendi alanlarında ay yıldızlı bayrağımızı en üst seviyelere çekmesinler diye nasıl gayret içinde olurum?' diye kalemlerinizden kan damlatmaya çalıştınız. Size koskoca yazıklar olsun."
İçişleri Bakanı Soylu, "kendi sırça köşklerinde otururken milleti aşağılayanların ve nefret kusanların" milletin güneşini söndüremeyeceğini vurguladı.
Milletin her zaman zorluklarla karşılaştığını hatırlatan Soylu, "Biz her zaman zorluklarla karşılaştık ama bugün etrafımızda devletimize karşı bir başka tezgahla karşı karşıyayız. Farklı kisveler altında demokrasiyi Truva Atı olarak kullanarak tezgahlanmış, devletimizin saygınlığını, itibarını, bizatihi devletin kendisini hedef alan, milletin devletine olan sevgisini, sadakatini, inancını hedef alan çok cepheli taarruzla karşı karşıyayız." değerlendirmesinde bulundu.
"Vatandaş huzur bulsun" diye 30 bin çarşı ve mahalle bekçisini göreve başlattıklarını anımsatan Soylu, 2020 yılı başında hırsızlığın azaldığını aktardı.
Soylu, vatandaşın devletten razı olduğunu gören bazı kişilerin zehir saçan kalemlerine sarıldığını ifade ederek, "O çocukları itibarsızlaştırmak için her türlü yalanı ortaya koydular. Virüs salgınında baktılar ki Avrupa'daki, Amerika'daki yağma görüntüleri burada yaşanmıyor, baktılar ki bu ülkenin polisi, jandarması market alışverişini büyüğümüzün ayağına getiriyor, hemen kesme kırpma videolarla bu kurumlarımızın itibarına saldırdılar. Jandarmamız terörle mücadelede başarı kazandıkça mesela helikopter yalanını ortaya attılar. Polisimiz asayişte, terörle mücadelede başarılı olunca 'çıplak arama' diye bir iftirayı tezgaha koydular. Şiddet gibi, taciz gibi, tecavüz gibi en iğrenç, en ahlaksız iftiraları bu ülkenin güvenlik birimlerine atmaktan utanmadılar." dedi.
Bakan Soylu, salgın döneminde esnafa yardım eden hükümeti, devleti türlü türlü yalanlarla başka türlü alanlara çekmeye çalışanların olduğunu hatırlatarak, devlet kurumlarının, tüm iftiralara belgeleriyle cevabını verdiğini belirtti.
İki gün önce tamamen kanuna, yasaya uygun bir rektör ataması üzerinden Türkiye'yi demokrasi dışı bir ülke gibi göstermek için üniversiteye mensup olmayan, terör örgütleriyle irtibatlı olanların olay çıkardığını söyleyen Soylu, şunları kaydetti:
"Buradan sormak istiyorum, bir siyasi parti il başkanının, üniversitedeki bir rektör atamasında oranın önüne terörle iltisaklı militanlarıyla beraber gelenlerin içerisinde ne işi var? Bu ülke, çok badire geçirdi, çok zorluklardan geçti, bu tip militan ruhlu insanları da ülkenin huzurunu bozmak isteyen siyasileri de çok gördü. Ama bu tezgaha bu ülke bir kez daha düşmez. Vandallar gibi üniversitenin kapısını kırdılar, orası bilim yuvası."