Güney Afrika Cumhuriyeti'nin İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı'nda açtığı "soykırım" davasından ne sonuç çıkacağı büyük bir merak konusu. Davaya körfez ülkeleri içinden herhangi bir müdahil olma talebi gelmemesi de dikkat çeken bir konu. Bu davanın olası sonuçlarını Dr. Barış Adıbelli Herkes Duysun için yorumladı.
Oğuzhan Osman BİLGİN - Rüstem PEHLİVANLAR - Herkes Duysun
BURSA (İGFA) - İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'ye karşı yürütmüş olduğu katliam harekatında on binlerce sivil hayatını kaybetti. Bu katliamlar karşısında özellikle körfez ülkelerinin kayıtsız tavrı tepki topluyor.
Güney Afrika Cumhuriyeti'nin açmış olduğu soykırım davası ise yaşanan katliamların daha yüksek bir sesle gündeme gelmesine vesile oldu. Bu davadan çıkabilecek olası sonuçları ve körfez ülkelerinin Filistin'de yaşananlara neden kayıtsız kaldığını Dr. Barış Adıbelli, Herkes Duysun için analiz etti.
"İSRAİL ÇIKACAK KARARLARA UYMAYACAKTIR"
Süreci takip eden uzmanların davadan sonuç alınabileceğini düşündüğünü ifade eden Dr. Barış Adıbelli, dava hakkındaki görüşlerini şu şekilde ifade etti:
"Alınacak kararlar bağlayıcı ancak bir yaptırım gücü bulunmuyor. Bu nedenle alınacak herhangi bir yaptırım kararına İsrail uymayacaktır. Uyulmaması halinde Uluslararası Adalet Divanı bunu Güvenlik Konseyi'ne götürür ve İsrail'i şikayet eder. Güvenlik Konseyi'nde de ABD ve İngiltere vetosu karşımıza çıkacak.
Davadan kesin bir sonucun çıkması Yugoslavya örneğinde gördüğümüz gibi yıllar alabiliyor. Yugoslavya için sonuç 14 yılda gelmişti ancak bir ihtiyati tedbir kararıyla çatışmaların bir an önce durdurulmasına yönelik karar çıkabilir."
“KÖRFEZ ÜLKELERİ ABD VE İNGİLTERE'NİN GÜDÜMÜNDEN ÇIKAMAZ”
Körfez ülkelerinden herhangi birinin davaya müdahil olmaması ve Filistin'de yaşanan katliamlara karşı sergilemiş olduğu pasif tutumu da Dr. Barış Adıbelli şu şekilde yorumladı:
“Körfez ülkelerinden çok fazla bir şey beklememek gerekiyor. Bu ülkeler yüz yıl önce İngiltere'nin kalemi, cetveli, ve pergeliyle harita üzerinde yaratılmışlardır. Bu ülkeleri yaratan İngiltere ise bugün nefes almalarını sağlayan ülke de ABD'dir.”
“İSLAM’IN KUTSAL DEĞERLERİNİ KORUMA REFLEKSİ BEKLEMEMEK GEREKİR”
Trump'ın geçmişte Suudi Arabistan kralına, ‘Biz olmazsak siz 15 gün tahtta oturamazsınız’ dediğini hatırlatan Dr. Barış Adıbelli, Arap dünyasının hiçbir zaman Batı’nın hilafına hareket etmeyeceğinin altını çizdi. Arap ülkelerinin birkaçı dışında hepsinin monarşi ve emirlik olduğuna da değinen Adıbelli, “Bu aileleri yüz yıl önce bu topraklara getiren İngiltere'ye sadakat borçları var. Taht ailesinde olanların eğitimini dahi açıp baktığımızda karşımıza çıkan ülke İngiltere. Bu ülkelerden İslam’ın kutsal değerlerini koruma gibi bir refleks beklememek gerekiyor. Elbette burada bahsettiğimiz nokta söz konusu ülkelerde yönetimde olan azınlıktır. Bu ülkelerde yaşayan halklar için aynı sözleri söyleyemeyiz." dedi.
“PETROL ÜRETİMİ YARIYA İNSEYDİ BATI MASAYA OTURACAKTI”
İsrail’in Filistin’e yönelik katliamlarının başladığı 7 Ekim 2023 tarihinden sonra, dünyadaki petrol ticaretini ellerinde tutan bu ülkelerin üretimi yarıya indirmesinin, Batı’yı masaya oturmak zorunda bırakacağını belirten Adıbelli, “Söz konusu ülkeler böyle bir adım atmadı ve atmayacaklar. Böyle bir beklentiye girmemek gerekiyor. Ülkemizde maalesef bir tarih okuma eksikliği var. Tarihte görüyoruz ki bu ülkeler ABD ve İngiltere'ye karşı hareket ederlerse kendi varlıklarına ve geleceklerine ihanet olmuş olurlar.” ifadelerini kullandı.
BATI’NIN ELİNDE OYUNCAK OLMAYAN ÜLKELER ÖNE ÇIKIYOR!
ABD ve İngiltere'nin etkisinde olmayan ya da bir şekilde bu etkiyi kırabilen ülkelerin İsrail'e karşı daha cesur davrandığını belirten Dr. Barış Adıbelli, şu noktaların altını çizdi:
"ABD ve İngiltere'nin güdümünde hareket etmeyen Türkiye, İran, Malezya, Endonezya, Pakistan gibi ülkeler bu saldırılara daha cesur ve dikkate değer tepkiler gösterebiliyorlar ya da bu ülkelerin tesis ettiği iktidarları bir şekilde yıkabilmiş olan Mısır, Suriye ve geçmişteki Libya, Irak gibi ülkeler karşı çıkabiliyor. İnsanlar şu anda Saddam, Kaddafi, Hüsnü Mübarek ve hatta Hafız Esad gibi isimleri arıyorlar. Bu adamların ortadan kaldırılamlarının ana nedeni de aslında İsrail'in rahat hareket edebilmesiydi. Saddam her ne kadar İran ile düşman olsa da bölgede aynı zamanda İran için tampon ülkelerden biriydi. Şu anda Arap dünyasının kaderi körfezdeki bir avuç ülkenin eline kaldı bu liderler ortadan kaldırılınca. Bu liderlerin ortadan kaldırılmalarını arka planında da körfez ülkeleri vardı. Körfez, bu ülkeleri kendi varlığına tehdit olarak görüyordu.” şeklinde konuştu. Adıbelli, söz konusu liderlerin İsrail’in yolunu açmak ve planlarını hayata geçirmek için ortadan kaldırıldıklarını aktardı.