İnegöl Belediyesi’nin düzenlediği “Yerli ve Milli Olmak” seminerinde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar, kurdaki dalgalanmanın kriz olmadığını ifade etti.
BURSA (İGFA)- İnegöl Belediyesi, Aralık ayı kültür sanat etkinlikleri kapsamında “Yerli ve Milli Olmak” konulu seminer düzenledi. Beşinci Mevsim Kültür Merkezinde Salı akşamı 20.00’da gerçekleşen seminerde, Türker Akıncı Moderatörlüğünde Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar ve Gazeteci Nedim Şener gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
'CUMHURBAŞKANI KONUŞTU, DÖVİZ DÜŞTÜ'
Kaymakam Eren Arslan, Belediye Başkanı Alper Taban, siyasi parti temsilcileri, meclis üyeleri ve STK temsilcileri ile kalabalık vatandaşların katıldığı programda, güncel konulara ilişkin tespitler ve değerlendirmeler yer aldı. Moderatör Türker Akıncı’nın, Gazeteci Nedim Şener’e gündemin ana başlığını oluşturan ekonomideki dalgalanmaya ilişkin yönelttiği soru üzerine Şener, “Bu tür ekonomik dalgalanmalarda, ben burada bir krizden bahsetmiyorum bu ciddi bir dalgalanmadır. Bu durumlarda en çok kaybeden insanlığımız oluyor. Cumhurbaşkanı konuştu, döviz düştü.
Peki o zaman Cumhurbaşkanı daha önce neden konuşmadı? Başka bir şey var. Biz bunu 2001 krizinde de sonradan öğrenebildik. Hangi bankaların ne kadar döviz alımları yaptığını, Halk Bankası’nın o an ihtiyacı olan paranın IMF talimatıyla verilmeyerek Türkiye’nin krize sokulduğunu… Onun için bugün hangi güçler o doları yükseltiyorlar, bunlara karşı devletin aldığı birtakım önlemler var. Onların etkili olduğunu varsayıyoruz şu anda. Bu etki devam ederse doların 12-13 bandında kalabileceğini ve bunun ihracatta da bir rekabet gücü sağlayacağını düşünüyorum” dedi.
'AMERİKA BİZE BUNU YAPMAMIŞTIR DİYORLAR'
Yaşananların bir kriz olmadığına da vurgu yapan Mete Yarar, "Bu yaşanan süreçlerin hiçbirine kriz diyemeyiz. Ortada işçi arayan bir grup var, Türkiye ihracat rekorları kırıyor… O zaman burada başka bir şey var. Biz başka bir şey yaşıyoruz. 2011 yılı çok belirgin bir tarih. MİT krizi, gezi olayları, Libya’da Kaddafi’nin, Arap Baharı süreci ve ardından Suriye’de olayların başlaması dahil olmak üzere… 2011 yılında Merkez Bankasının rezervleri sadece 2011 yılının cari açığını kapatmaya yetmiyordu. Enflasyon 13’lerde, faiz 6 buçuklardan 5,75’e düşürülüyor.
Devletin borçlanmasına bakıyoruz, o zaman borçlanma daha yüksek. İhracat o gün 160 milyar ve dolar 1,65… Ortada kriz falan da yok. Normalde kriz o zaman olması lazım. Bugün faiz indirimini eleştirenler, o gün enflasyon 13 iken faizin indirilmesini olumlu karşılıyordu. O zaman yanlış politika demediniz. Peki bugün ne değişti de her şey geçmişe göre iyi gitmişken, doğalgazın bulunduğu, ihracatın arttığı, anormal bir borçlanmanın yaşanmadığı dönemde ne oldu. O zaman burada konu para değil. Bunu parayla açıklayamayız. Bunun cevabını aslında bu işi yapan adamlar bize verdi. Hatırlıyorsanız Rahip Brunson olayında Trump sizi dolarla cezalandırıyoruz demişti. Ama içimizde Amerikalılardan daha fazla Amerika’yı savunan bir grup var. Amerika bize bunu yapmamıştır falan diyorlar" ifadelerini kullandı.