Bursa Ulucamii İmam Hatibi Tahsin Karanfil de Mevlid Kandili’nin önemini ve bu gecenin nasıl değerlendirilmesi gerektiğini anlattı.
İlminur ATÇI - Herkes Duysun / BURSA (İGFA) - Kameri aylardan Rebiülevvel ayının 12. gününün gecesi, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (sav) doğumu vesilesiyle Mevlid Kandili olarak kutlanır. Bursa Ulucamii İmam Hatibi Tahsin Karanfil, Mevlid Kandili’nin önemi hakkında Herkes Duysun’a açıklamalarda bulundu.
“O’NUN DOĞDUĞU GÜN MEVLİD KANDİLİDİR”
Mevlid Kandili’nin, Peygamberimiz sallallâhu aleyhi ve sellemın doğumunun kutlanması olduğunu söyleyen Karanfil, “Mevlid Kandili, O’nun dünyaya teşrifinin kutlanması demektir. Mevlid zaten doğum-doğuş demektir. Kainatın efendisi olan peygamberimiz sallallâhu aleyhi ve sellemin doğduğu gün Mevlid Kandili’dir. Dolayısıyla O’nun dünyaya teşrifinin kutlanmasıdır Mevlid Kandili. Bu, dinen bize bir emir değildir. Peygamberimiz sallallâhu aleyhi ve selleme hürmet olarak kutlanır. Bir tek bizim ülkemizde vardır. Peygamberimize olan muhabbetten, ona olan saygıdan ve sevgiden dolayı onun doğum yıl dönümünde peygamberimizi farklı bir şekilde anarız.” dedi.
“MEVLİD KANDİLİ BİZİM ÜLKEMİZDE KUTLANIR”
Kamerî aylardan Rebiülevvel ayında olduğumuzu belirten Karanfil, “Mevlid’de de geçer
‘Ol Rebiulevvel ayı nicesi, On ikinci gice isneyn gecesi’
Peygamber Efendimiz’in, Rebiülevvel ayının 12. gününün gecesinde sabaha karşı dünyaya geldiğini Mevlid’de Süleyman Çelebi bize anlatır. Biz Peygamberimize çok saygı gösteririz, bundan dolayı ordumuza bile ‘Mehmetçik’ demişiz. Mehmet, Muhammed’in yani peygamberimizin adının kısaltmasıdır. Mevlid Kandili bizim ülkemizde kutlanır, diğer İslam ülkelerinde pek kutlanmaz. Diğer İslam ülkelerinde Kadir gecesi kutlanır, diğer kandil geceleri kutlanmaz pek fazla. Bu da bizim peygamberimize aşırı derece olan saygımızdan dolayıdır. Bu sadece doğum gecesinde, Mevlid Kandilinde ona olan hürmetimizi, saygımızı ve sevgimizi sadece o geceye atfetmememiz gerekiyor. Onun doğumuna saygı, senenin bütün günlerinde onun şerifini yerine getirmekle de olur. Onun dediklerini, onun bize tavsiye ettiklerini uygulamakla olur.” ifadelerini kullandı.
“SÜLEYMAN ÇELEBİ ULUCAMİİ’NİN İLK İMAMI”
Mevlid-i Şerif’in yazarı Süleyman Çelebi’nin, Ulucamii’nin ilk imamı olduğunu hatırlatan Karanfil, “Süleyman Çelebi büyük bir alim, Allah dostu. Bir Arap vaiz Ulucamii’de vaaz ederken der ki, ‘Diğer peygamberlerden Hz. Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellemin hiçbir farkı yoktur.’ Süleyman Çelebi buna itiraz eder. Bu itiraz neticesinde cemaat ikiye bölünür. Süleyman Çelebi’nin yanında olanlar olur, Arap vaizin yanında olanlar olur. Orada bir kargaşa çıkınca Süleyman Çelebi üzülüp orayı terk eder, Şam’a gider ve yıllarca gelmez. Peygamberimiz sallallâhu aleyhi ve seleme olan sevgisinden ve bağlılığından böyle bir eser (Vesîletü'n Necât) ortaya çıkıyor. Daha sonradan bu esere eklemeler yapılmıştır, hepsini Süleyman Çelebi yazmamıştır. Süleyman Çelebi’nin, peygamberimize yapılan saygısızlığı izale edebilmek için gönlünden ve dilinden kalemine dökülen bir eserdir. Bu eser ‘Vesîletü'n Necât’tır yani ‘Kurtuluş Vesilesi’dir. Daha sonradan eser peygamberimizi anlattığı için adına ‘Mevlid-i şerif” denmiştir" diye konuştu.