Başkan Bozbey, “Devasa kesintiler bizleri ve Bursa halkını zor duruma düşürmektedir”

Başkan Bozbey, “Devasa kesintiler bizleri ve Bursa halkını zor duruma düşürmektedir”

Başkan Bozbey, “Devasa kesintiler bizleri ve Bursa halkını zor duruma düşürmektedir”

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, depremlerin her an yaşanabileceğinin konuşulduğu, belediyelerin afete hazırlık için bütçe oluşturmaya çalıştığı ortamda, SGK ve vergi borçlarının ödeneklerden kesilmesinin belediyeleri zor durumda bıraktığını söyledi. Başkan Bozbey, “Maliye Bakanlığı'ndan Bursa Büyükşehir Belediyesi'ne Eylül ayı için gelmesi gereken genel bütçe vergi gelirleri payı, toplam 1 milyar 18 milyon lira iken Bakanlık Belediyemizden 517 milyon lira kesti. Yani oransal olarak bakarsak, genel bütçe vergi gelirleri payımızdan yüzde 51 kesinti yapılmıştır. Teamüllere uygun olmayan bu devasa kesinti, hizmet noktasında bizleri ve Bursa halkını zor duruma düşürmektedir” dedi.

BURSA (İGFA) - Marmara Belediye Birliği Meclis Toplantısı’nın 2024 yılı olağan ikinci toplantısı, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde yapıldı. Toplantı öncesinde AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürlüğü ile Marmara Afet Risklerini Azaltma Dairesi’nin katılımıyla ‘Marmara Bölgesi’nin afet yönetimi’ konulu özel oturum gerçekleştirildi.

“KENTLERİMİZİ YARINA HAZIRLIKLI OLACAK ŞEKİLDE PLANLAMALIYIZ”
Birlik Meclisi’nin 2. Olağan Toplantısı’nın açılış konuşmasını yapan Marmara Belediyeler Birliği ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Kahramanmaraş merkezli depremlerde ve yaşanan afetlerde hayatını kaybeden vatandaşları rahmetle anarak, yakınlarına ve milletimize sabırlar diledi. Doğal afetlerin, sosyal ve ekonomik yapılar üzerinde derin izler bıraktığını belirten Başkan Mustafa Bozbey, özellikle aktif fay hatları üzerinde yer almanın ve artan nüfus oranının ciddi riskleri de beraberinde getirdiğini dile getirdi. Yerel yönetimlerin kentleri afetlere karşı daha dayanıklı hale getirecek stratejik planlar geliştirme ve uygulama sorumluluğu bulunduğunu söyleyen Başkan Bozbey, “Kentlerimizi sadece bugünkü ihtiyaçlar doğrultusunda değil, yarının muhtemel risklerine karşı da hazırlıklı olacak şekilde planlamalıyız. Afet yönetimi, kriz anında uygulanacak sürecin çok ötesinde uzun soluklu ve kapsamlı bir stratejik konu olarak ele alınmalıdır. Depremin yanında iklim değişikliği, yangınlar, sel, heyelan ve Marmara Denizi’ndeki müsilaj benzeri afetler de dikkate almamız gereken tehditler arasında yer alıyor. Doğal afetlerin felakete dönüşmesini önlemek bizim elimizde. Erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi, risk analizlerinin düzenli yapılması, eğitim ve farkındalık çalışmalarının yaygınlaştırılması gibi temel adımlar, afet yönetiminin ayrılmaz parçalarıdır” diye konuştu.

“EN KIYMETLİ YATIRIM, İNSANA OLAN YATIRIMDIR”
Afet anında en fazla zarar görebilecek alanlardan birinin kentlerin altyapıları olduğunu belirten Başkan Bozbey, 6 Şubat depremlerinde bunu çok acı bir şekilde deneyimlediklerini ifade etti. Kentlerin altyapılarını afetlere karşı dayanıklı hale getirmenin hayati bir önem taşıdığını anlatan Başkan Bozbey, “Yapı stoğunun büyük oranda eski ve afetlere karşı dayanıksız olması da önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Deprem riskine karşı yapı denetimlerini sıklaştırmalı, riskli alanlarda gerekli jeolojik ve jeoteknik çalışmaları kararlılıkla yürütmeliyiz. Afetlere karşı dayanıklı bir kent inşa etmek yalnızca binaların sağlamlığıyla değil, aynı zamanda toplumsal dayanışma ve farkındalıkla mümkün olacaktır. En kıymetli yatırım, insana olan yatırımdır. Gelecek nesillere daha güvenli, daha dirençli ve afetlere hazırlıklı kentler bırakmak bizim görevimizdir. Hazırlıklarımızı birbirine entegre bir şekilde hayata geçirmeliyiz. Marmara Bölgesi’ni ve Marmara’nın kıyısında yer alan şehirleri bir bütün olarak düşünmek, afet ile ilgili hazırlıklarımızı bu kapsamda yapmak zorundayız. Marmara Belediyeler Birliği, bunun için çok uygun bir zemin oluşturmaktadır” dedi.

“AFETLERE MUTLAK HAZIRLIKLI OLMAK ZORUNDAYIZ”
Afetlerle mücadele için ayrılan kaynakların çok küçük bir kısmının afetleri önlemeye yönelik olduğunu vurgulayan Başkan Bozbey, kentleri afetlere hazır hale getirmek için önleyici yatırımlara daha fazla kaynak ayırmak gerektiğini dile getirdi. Bu yatırımların somut ve ölçülebilir faydalarla ilişkilendirilmesiyle değişimin başlatılabileceğini söyleyen Başkan Bozbey, “Olası bir afetin etkilerini en aza indirebilmenin ve kayıpların önüne geçebilmenin mümkün olduğunu asla unutmamalıyız. Halkımızın afete karşı eğitimi, afet konteynerlerinin her mahallede var olması ve afet gönüllerinin eğitimleri gibi konulara hazırlık olmalıyız. Hepimizin bildiği üzere Japonya bunun iyi bir örneğidir. Afetlere karşı hazırlık kültürünü bir yaşam biçimi haline getiren Japonya, büyük felaketlerin yıkıcı etkilerini en aza indirmeyi başarmıştır. Afetlere mutlak hazırlıklı olmak zorundayız” diye konuştu.

“BİR AN ÖNCE SGK VE VERGİ BORÇLARI YAPILANDIRILMASI ÇIKARILMALIDIR”
Hizmet üretebilmek ve mali disiplini sağlayabilmek için belediye bütçesinin de sağlıklı bir şekilde yönetilmesi gerektiğini ifade eden Başkan Bozbey, SGK ve vergi borçlarının yapılandırılmasıyla ilgili çağrısını bir kez daha yineledi. Başkan Bozbey, “Belediyelerimizin SGK ve vergi borçları mutlaka uzun vadeli, faizsiz olarak yapılandırılmalıdır. Depremlerin her an yaşanabileceğinin konuşulduğu, belediyelerin afete hazırlık için bütçe oluşturmaya çalıştığı ortamda, SGK ve vergi borçlarının ödeneklerden kesilmesi belediyeleri zor durumda bırakmaktadır. Bununla birlikte birçok belediyemiz bırakın zorunlu hizmetleri yapmayı, personel maaşlarını dahi ödeyemez duruma gelecektir. Bu durum sadece CHP’li belediyeleri değil, AK Parti’li ve diğer belediyeleri de etkileyecektir. Onun için TBMM’nin açılışının yapıldığı bugünlerde yeni dönem için bir an önce SGK ve vergi borçları yapılandırılması çıkarılmalıdır” dedi.

“KESİNTİ, GELİRİMİZİN YÜZDE 51’İNİ TEŞKİL ETMEKTEDİR”
Yapılan çağrılara rağmen bir kaç gün önce Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin tam tersi bir uygulamayla karşı karşıya kaldığını hatırlatan Başkan Bozbey, Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne ayrılan ödenekte devasa bir kesinti yaşandığını belirtti. Bu kesintinin Bursa’dan başlatılmasının tüm başkanlara bir mesaj niteliğinde olduğunu anlatan Başkan Bozbey, “Maliye Bakanlığı'ndan Bursa Büyükşehir belediyesi'ne Eylül ayı için gelmesi gereken genel bütçe vergi gelirleri payı, toplam 1 milyar 18 milyon lira iken Bakanlık Belediyemizden 517 milyon lira kesti. Yani oransal olarak bakarsak, genel bütçe vergi gelirleri payımızdan yüzde 51 kesinti yapılmıştır. Teamüllere uygun olmayan bu kesinti, hizmet noktasında bizleri ve Bursa halkını zor duruma düşürmektedir. Çünkü bizim dönemimize ait bir borç olmadığının altını çizmek istiyorum. Geldiğimiz günden beri SGK ve vergi borçlarını rakamı rakamına ödüyoruz. Geçmiş döneme ait bu borcun neden o zaman tahsil edilmediğini yetkililere soruyorum. Şimdi kesilmesi de düşündürücüdür. İlk defa Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne uygulanan bu sıra dışı yüksek kesintiyi, diğer belediyelerimizin de yaşamasını istemiyoruz. Geçmişte SGK ve vergi borcuna ilişkin yapılmamış girişimin şu an yapılması, elbette bir takım soru işaretlerini de akıllara getiriyor. Olumsuz düşünmek istemiyoruz ancak kamu alacaklarının şimdi gündeme getirilmesinin amacı nedir? Bizim Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak amacımız nettir. Bursa halkına hizmet etmektir” diye konuştu.

BOZBEY’DEN İMAMOĞLU’NA DESTEK
“Göreve geldiğimiz günden bu yana devlete olan her türlü yükümlülüğü yerine getirmemize rağmen karşılaştığımız olumsuz tavrın, Bursa halkına yapılacak hizmetleri engellediğini ifade etmek isterim” diyen Başkan Bozbey, mali disiplin anlamında çok önemli adımlar attıklarını ifade etti. Kredi değerlendirme kuruluşu Fitch’in de Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin notunu yükseltmesinin kendilerini daha çok çalışmaya teşvik ettiğini belirten Başkan Bozbey, “Tüm bu olumsuzluklara rağmen her ne olursa olsun mazeret üretmeyeceğimizi, Bursa’mız ve ülkemiz için çalışmaya devam edeceğimizin de altını çizmek istiyorum. Türkiye Belediyeler Birliği ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da yerel yönetimlerin güçlendirilmesine yönelik değerlendirmelerini hatırlatmak istiyorum. Söylemlerine aynen katılıyorum. Belediyelerin genel bütçe vergi gelirleri paylarında yapılan kesintilerin belli bir süre uygulanmaması, bu dönemde her belediyemiz için önemli bir avantaja dönüşecektir. Ayrıca siyasi yasak istemiyle yargılanan, İstanbul halkının 3 kez üst üste seçtiği Ekrem İmamoğlu’nun yanında olduğumuzu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Toplantımızın hepimiz için faydalı ve yol gösterici olacağına inanıyorum. Afetlere karşı dayanıklı kentler ve bilinçli bir toplum inşa etme yolunda tüm paydaşlarımıza başarılar diliyorum” dedi.

“485 TANE TANIMLANMIŞ AKTİF DİRİ FAY VAR”
AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan Tatar, Marmara Bölgesi’nin Türkiye’nin kalbi konumunda olduğunu hatırlattı. Yapılacak çok şeyin olduğunu ve birlik içinde hareket etmek gerektiğini anlatan Tatar, kendilerine düşen en önemli görevin de koordinasyonu sağlamak olduğunu söyledi. Marmara Bölgesi’nin sismoteknik özellikleri hakkında bilgi veren Tatar, “6 Şubat depremleri o ana kadar yapılan hiçbir hatayı affetmedi. 6 Şubat’tan büyük dersler çıkararak hızlı hareket etmeliyiz. Marmara’yı bekleyen büyük bir gerçek var. Marmara’da ve etrafından birçok aktif fay var. Topraklarında en fazla aktif diri fayı barındıran biziz. 485 tane tanımlanmış aktif diri fay var. 2025’in sonunda bitecek projenin ardından bu sayı 500’ü geçecektir. Bunların toplam uzunluğu 14 bin 500 kilometredir. Bunların her biri her an ülkemizin herhangi bir yerinde 5 ve üzeri büyüklükte bir deprem üretme potansiyeline sahip. Bunun bütün enerjimizi gücümüzü toplumsal farkındalığı artırıp riskleri azaltmaya ayırmalıyız” diye konuştu.

“MARMARA, HER 20 YILDA BİR 7 VE ÜZERİ DEPREMLE SARSILMIŞ”
Marmara Afet Risklerini Azaltma Dairesi Başkanı Gökhan Yılmaz da afet yönetimi, Marmara bölgesindeki afet riskleri ve risk azaltımı konularında sunum yaptı. Afet yönetiminin başının riskten sakınma ve risk yönetimi olduğunu belirten Yılmaz, güvenli şehirler inşa edebilmenin en önemli paydaşının da belediyeler olduğunu hatırlattı. Marmara’nın Türkiye’nin lokomotifi olduğunu dile getiren Yılmaz, “100 yıl içerisinde Marmara Bölgesi’nde 5 tane 7 ve üzerinde deprem meydana geldi. Her 20 yılda bir bu bölge, 7 ve üzeri büyük bir depremle sarsılmış. 99 depreminde biz, kriz yönetiminden çok risk yönetimini önemsememiz gerektiğini öğrendik. Afet olmadan önce yapmamız gerekenlere odaklanmalıyız. Risk azaltma, bizim en önemli gündem maddemiz olmalıdır. Her gün daha iyisi için çalışmamız lazım" dedi.

Konuşmaların ardından dijital anket çalışması yapılarak katılımcıların afet yönetimine yönelik yaklaşımları, işbirliği için önemli buldukları hususlar ve MBB’den beklentileri tespit edildi. Programın sonunda MBB ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey tarafından Prof. Dr. Orhan Tatar ve Gökhan Yılmaz’a günün anısına çini tablo hediye edildi. Özel oturumun ardından meclis ve encümen toplantısı yapılarak gündem maddeleri görüşüldü.