Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği'nin (GYODER) mevcut sorunlara çözüm bulmak amacıyla hayata geçirdiği GYODER Çözüm Platformu'nun 5'inci toplantısı, Alkaş iş birliğiyle çevrim içi gerçekleştirildi.
"Pandemi Sonrasında Nasıl Bir Dünya? Ofis ve Alışveriş Merkezleri" başlığıyla gerçekleştirilen toplantının açılışında konuşan Kalyoncu, salgının tüm sektörler gibi gayrimenkulü de etkilediğini, kişilerin çevresiyle ilişkisinin tamamen değiştiği bir dönemin yaşandığını söyledi.
İnsanların artık yüksek katlı yapıları hayatından çıkarmak istediğini ve konutlara yönelik taleplerinin değiştiğini anlatan Kalyoncu, "Yapılı çevreyi etkileyen her şey gayrimenkul sektörünü de etkiledi. Sektör bir değişim dönüşüm sürecine girdi. Bu süreçte 3T diye tabir ettiğimiz tabiat, teknoloji ve tasarıma daha çok dikkat edilmesi gerekiyor. Tabiatla uyumlu bir şekilde, tabiata saygı duyarak, teknolojinin en yeni imkanlarından faydalanarak, iyi tasarlanmış ve tasarım hakkı verilmiş projelerin bu tür krizlerden daha düşük etkilendiğini söyleyebiliriz." şeklinde konuştu.
Mehmet Kalyoncu, ofis ve AVM'lerin yeni dünyaya nasıl uyum sağlayacağına ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.
Özellikle İstanbul ve büyük şehirlerdeki arz fazlalığını herkesin konuştuğunu belirten Kalyoncu, burada çözüm üretmenin ve çözümün bir parçası olmanın önemini vurguladı.
Kalyoncu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"AVM'ler ise her ne kadar son yıllarda getirisi yüksek bir gayrimenkul yatırımı gibi gözükmese de yine de yatırımcıların bu alanda sürdürdüğü projeler vardı. Ancak salgında AVM'lerin hayatımızda tuttuğu yeri çok daha net görme şansımız oldu. E-ticaretin zirve yaptığını gördük. Herkesin belki konuşmalarda şahit olduğu, 'AVM'ler bitecek, her şey internetten alınacak, AVM'ler lojistik depolara, eğitim ve sağlık yapılarına dönüşecek' gibi öngörülerin yanlış olduğunu gördüğümüzü düşünüyorum."
Kalyoncu, AVM'lerin sadece mağazaların bir araya geldiği yapılar olmadığının anlaşıldığını, tabiatla uyumlu, teknolojinin imkanlarından faydalanan ve iyi tasarlandığı takdirde bir buluşma mekanı olduğunun görüldüğünü söyledi.
Tüketicinin fıtratı gereği bir arada olmayı ve birebir temas kurmayı özlediğini dile getiren Kalyoncu, "AVM'lerin geliştiricisinden yatırımcısına, perakendecisine, kiracısına ve müşterisine kadar önemli bir yer tuttuğunu ve kazan-kazan modelinde herkesi mutlu eden birer gayrimenkul ve yaşam alanı olduğunu gördük." ifadelerini kullandı.
Kalyoncu, AVM yatırımının artık karlı olmadığına dair iddialara da değinerek, "Kötü bir örneğin diğer projelere emsal teşkil etmesini doğru bulmuyorum. Doğru proje ve doğru konumla salgının da bize öğrettiği dersler çerçevesinde Türkiye'de hala örnek olacak ve takdir edilecek AVM'ler yapılabilir." değerlendirmesinde bulundu.
Yeni dönemde AVM ve ofislerin dijitalleşme sürecine de değinen Kalyoncu, AVM'lere bile HES koduyla girildiğini söyledi.
Kalyoncu, artık daha düşük metrekarelerde, daha verimli, daha esnek ve dijitalle iç içe ofis alanlarının görüleceğini belirtti. Belki de şehre çok yakın olmanın çok önemli olmayacağını ifade eden Kalyonuc, "Çünkü her gün ofise gidilmeyecek. Fiziki anlamda yine 3T (tabiat, teknoloji, tasarım) anlamında doğru kurgulanmış ofis projelerinin ön plana çıkacağını göreceğiz." diyerek sözlerini tamamladı.