BAM TELİ

BAM TELİ Haberleri

Aşık Cemal Divani- Gönül Divanı

Aşık Cemal Divani- Gönül Divanı

Enver Güler ile Bam Teli

AŞIK CEMAL DİVANİ KİMDİR?

Cemal Alper, Erzurum’un Oltu ilçesine bağlı olan Duralar (Sütkans) köyünde 1 Şubat 1960 tarihinde dünyaya gelmiştir. “Bir çiftçi olan babasını henüz üç aylıkken kaybetmiştir. İlkokulu Kemerkaya köyünde okuyan âşık, 1972'den Mersin Öğretmen Okuluna gitmeye hak kazanmış, ancak ağabeyinin askere gitmesi üzerine annesini yalnız bırakmamak için öğretmen okuluna gidememiş, kömür ocaklarında çalışmaya başlamıştır” (Kuş 2011: 143). İlkokul sonrasında köylüsü Âşık Mevlüt İhsanî’nin yanında bulunarak âşıklık konusunda kendini geliştirmiştir (Fidan 2017; Vural ve Yakutî 2015: 30). 1975'te Bursa’ya göç eden âşık burada dönemin öne çıkan birçok âşığıyla iletişim hâlinde olmuştur. İnşaat işlerinde çalışarak geçimini sağlayan Cemal Divanî, işlerden arta kalan zamanda âşıklık sanatını icra etmiştir. Cemal Alper 1977'te evlenmiş ve evliliğinden beş çocuğu dünyaya gelmiştir. 1995'de bir grup âşıkla birlikte Bursa Halk Ozanları Derneğinin kurulmasını sağlamıştır. Çeşitli dönemlerde on iki yıl kadar yöneticiliğini de yürüttüğü bu dernek dışında sadece Kültür ve Turizm Bakanlığına âşık olarak kayıtlıdır. Bunların dışında bir dernek veya meslek birliğine üye değildir. Emekli olan âşık Bursa’da ikamet etmekle birlikte yıl içerisinde yurt içinde birçok etkinliğe katılmaktadır.

Cemal Divanî, âşıklık geleneğin canlı bir şekilde yaşadığı Erzurum’da dünyaya gelmesi ve çevrenin bu etkisiyle küçük yaşlarda geleneğe ilgi duymuştur. Dönemin usta âşıklarından Mevlüt İhsanî’yle aynı köyde yaşaması da bu ilgiyi tetiklemiştir. Henüz on iki yaşındayken Mevlüt İhsanî’nin yanında bir türkü söylemiş, ardından da iki yıl onun çıraklığını yapmıştır (Fidan 2017). İlk şiirini bu dönemde babasının kayıp mezarı için “Bir Mezarda Yatar Amma Nerede” adıyla yazmıştır. Cemal Alper bade içmeye ve rüya motifine inansa da başından böyle bir olay geçmemiştir (Kuş 2011: 143). Zamanla bağlama çalmayı da ilerleten âşığa ustası tarafından “Divanî” mahlası verilmiştir. Mahlası, âşıklığın icra edilebilmesi için bir icazet olarak gören âşık, çoğunlukla “Cemal Divanî”, az da olsa “Cemal Divan, Âşık Cemal, Divanî” mahlaslarını kullanmıştır.

Bursa’ya yerleştikten sonra kendisi gibi Erzurum’dan göçen Reyhanî, Ruhanî, Sümmanioğlu gibi dönemin öne çıkan âşıklarıyla iletişim hâlinde olmuş, icra-yı sanatta bulunmuştur. Kendi sanatının gelişmesindeki bu etkiyi “Âşıklığı bir bina gibi düşünün, temelini ustam Mevlüt İhsanî’yle attım, direklerini ve duvarlarını Sümmanioğlu ile ördüm, çatısını Reyhanî ile kapadım” (www.kirmizilar.com) sözleriyle dile getirmektedir. Âşık kolları hakkında da (Seyranî kolu, Ruhsatî kolu, Şenlik kolu, Emrah kolu, Sümmanî kolu) bilgi sahibi olan Cemal Divanî, Sümmanî koluna mensuptur. Ayrıca Dertli, Sümmanî, Erzurumlu Emrah, Seyranî hakkında bilgiler edinmiştir ve geçmiş yüzyıllardan bu âşıkları kendisi için birer usta olarak görmüştür (Kuş 14-145). Önceki dönem âşıkların etkisini bir röportajında şu cümlelerle ifade etmektedir: “Eski âşıklar üreten, günümüz âşıkları da tüketen. Geleneğe tek bir mısra dahi katmadan hazırdan tüketen topluluğun geri kalmasının sebebi budur. Örnek; Sümmanî’den semaiyi, Emrah’tan müstezatı, Şenlik’ten koçaklamayı, Veysel’den koşmayı öğrendik” (www.kirmizilar.com). Sanatına doğrudan etkide bulunan bu âşıklar dışında günümüz âşıklarının çoğuyla tanışmış, sözlü ve elektronik kültür ortamlarında sanatsal etkinliklerde bulunmuştur. Âşıklar bayramı, üniversite etkinlikleri, dernek geceleri, kahvehaneler gibi âşıklık geleneğinin icra edilebileceği ortamların yanında radyo ve televizyonda da birçok programa katılmıştır. Katıldığı etkinliklerde fasıl düzenine uygun bir şekilde icrada bulunan âşık, icralarıyla birçok ödüle de layık görülmüştür.

2005'te “Doymayan Dünya” adıyla bir albüm çıkaran âşığın şiirlerinin bir kısmı kitap olarak da yayımlanmıştır (Fidan 2017). Oltu Havzası Âşıklar Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından yayımlanan kitapta şiirler biçim ve türlerine göre başlıklar hâlinde sınıflandırılarak yerleştirilmiştir. Müstezat, musammat, muhammes, muammalar; divanlar, dedim-dedi şiirleri, koçaklamalar, leb-değmez şiirleri, destanlar, taşlamalar, on bir heceli koşmalar, murabbalar, sekiz heceli şiirler, maniler, rubailer, karşılaşmalar başlıkları altında iki yüz yetmiş altı şiire yer verilmiştir (Vural ve Yakutî 2015). Bu kitaptakiler dışında âşığın henüz basılmamış şiirleri de bulunmaktadır. İrticalen şiir söyleyebilen, âşık tarzı şiir tür ve biçimlerine hâkim olan Cemal Divanî’nin hikâye anlatıcılığı da vardır. “Hurşit ile Mahi Nehri, Gülistan’la Ali Osman, Kenan ile Menekşe” adlı hikâyeleri de tasnif etmiştir (Kuş 2011: 143). Ali Serhati, Zafer Kazancı, Necati Kaya, Sadık Gül, Saadettin Akpınar adlı günümüz âşıklarının ustası olan Cemal Divanî aynı zamanda şairlik konusunda da etkilediği isimler vardır (Fidan 2017).

Küçük yaşta yetim kalması, geçim sıkıntısı, gurbet, gariplik, memleket meseleleri âşığın şiir dünyasını şekillendirmiştir. Küçük yaşta çalışmak zorunda kalması, gurbete çıkması, cefa çekmesi şiirlerine yansımıştır. Bir yanda da bu cefa âşığın kendini ve dünyayı, evreni anlama çabasına dönüşmüştür. Arayış, âşığı zaman zaman tasavvufî söyleyişe ve arifâne tavıra yönlendirmiştir. Aşk temalı şiirlerinde de bu tavır karşımıza çıkar: “Dedim bülbül nedir bitmeyen zarın/Dedi bu gülşene girenler bilir/Dedim söyle nedir bu işte karın/ Dedi esrara erenler bilir” (Kuş 2011: 149). Âşıktaki tasavvufî söyleyiş ve arifâne tavır rubailerinde daha da belirginleşmiştir: “Zindandan ışığı gören vasılı insan imiş/ Hakikat sırrına eren usulü insan imiş/ Muhabbet gülünü deren fasılı insan imiş/ Gönülden gönüle giren hâsılı insan imiş” (Vural ve Yakuti 2015: 326). Âşık, şiirlerinde geleneksel temaların yanında güncel meselelere de sık sık yer verir. Ayrıca âşık millî hassasiyetini de şiirlerine yansıtmıştır. Millî bayramlar, Sarıkamış Harekâtı, Çanakkale Savaşı, Kurtuluş Savaşı, Mustafa Kemal Atatürk, Bandırma Vapuru, 3 Mayıs Türkçülük Günü, Türklük, şehitlik, bayrak gibi temaları âşığın şiirlerinde görmek mümkündür (Vural ve Yakuti 2015).

Divanî, sade bir dille şiirlerini söylemekle birlikte dinî içerikli şiirlerinde Arapça ve Farsça sözcükler kendini gösterir. Bunun yanında güncel sözcük ve söyleyişlere de sık sık yer verir. Sosyal medyayı da etkin bir şekilde kullanan âşık bu mecrada rastladığı konuları bu mecraların diliyle dizelere dökmüştür. Elektsronik kültür ortamında âşıkların şiirlerini paylaştığı, deyişmelerde bulunduğu sayfalarda da aktif olan Divanî “Face’de” şiiriyle sosyal medyayı mizahî bir biçimde değerlendirir : “Bizim Hüso çok alıştı bu nete/ Güldüğünü paylaşıyor facede” (Fidan 2017: 335).

Kaynakça

Cemal Alper, 1962 Erzurum/Oltu doğumlu, ilkokul mezunu, âşık [Süleyman Fidan tarafından 27.11.2015 tarihinde yapılan görüşme].

Fidan, Süleyman (2017). Âşıklık Geleneği ve Medya Endüstrisi-Geleneksel Müziğin Medyadaki Serüveni. Ankara: Grafiker Yay.

http://www.kirmizilar.com/tr/index.php/soylesiler/item/1026-asik-cemal-divani-ile-asiklik-ve-asik-edebiyati-uzerine [erişim tarihi: 23.6.2018].

Kuş, Selçuk (2011). “Cemal Alper (Âşık Cemal Divanî)”. Sazın ve Sözün Sultanları VII. Ed. F. A. Turan ve Ö. Ünalan, Ankara: Gazi Kitabevi. 143-157.

Vural, Temel, H. A. Yakutî (2015). Âşık Cemal Divanî-Gönlümün Gözyaşları. Ankara: Bizim Büro Matbaacılık.



Anahtar Kelimeler: Cemal Divani- Gönül Divanı
Başlangıç Tarihi
Bitiş Tarihi