"Türk Basın Tarihini Yeniden Düşünmek" adlı sempozyomda konuşan İletişim Başkanı Fahrettin Altun, medyanın tüm türlerinde dezenformasyona karşı çetin bir mücadelenin sürdüğünü kaydetti. Altun, TBMM'de çalışmaları süren yasa düzenlemesine karşı sesi en çok çıkanların, en çok yalan ve dezenformasyon üretenler ve yayanlar olmasını da manidar bulduğunu söyledi.
ANKARA (İGFA) - İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İletişim Başkanlığı Konferans Salonu'nda düzenlenen "Türk Basın Tarihini Yeniden Düşünmek Sempozyumu"nda konuştu.
Hakikat ötesi çağda medyanın tüm türlerinde dezenformasyona karşı çetin bir mücadele yürütüldüğüne dikkati çeken Altun, artık enformasyon savaşından dezenformasyon savaşına dönüşen bir medya düzenini tecrübe edindiklerini söyledi.
Demokrasinin önemli sütunlarından birinin de özgür, güçlü, çok sesli, nitelikli ve hakkaniyetli bir medya olduğuna işaret eden Altun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde son 20 yılda Türkiye'nin çok büyük atılım gerçekleştirdiğini, çok önemli kazanımlar, ilerlemeler elde ettiğini belirterek, bu gelişmelerin medya alanında da yansıma bulduğunu, daha özgür ve çok sesli bir medya ortamı oluştuğunu anlattı.
Hız, tıklanma, sosyal medya metrikleri, sansasyon, tiraj ve reytingin hakikatin yerine geçen unsurlar hâline geldiğine dikkati çeken İletişim Başkanı Altun, "Masa başında üretilen asparagas haber, sahte bilgi, kurgusal metin, montaj video ve fotoğraflar vasıtasıyla hakikat geri plana itiliyor, karartılıyor ve gölgeleniyor. Hakikatin yerine üretilen algı vasıtasıyla olgu yok sayılıyor, gerçekmiş gibi sunulan yalan üzerinden simüle edilmiş bir dünya oluşturuluyor" dedi.
Dezenformasyonla mücadele kapsamında yasal altyapı ve idari tedbirlerin artırılması gerektiğine dikkati çeken Fahrettin Altun, TBMM'de bunları içeren bir yasa çalışması olduğunu anımsattı.
"MECLİSTEKİ YASA ÇALIŞMASINA KARŞI ÇIKANLAR ÇOK MANİDAR..."
Meclisten çaışmadan özgür medya, çoğulcu toplum ve demokratik siyaset idealine inanan herkes gibi kendilerinin de mmnuniyet duyduğunu ifade eden Altun, "Şunu açık bir şekilde ifade edelim, bu düzenlemeden ancak dezenformasyon yapanlar rahatsız olur. Bu düzenlemeden ancak kişilik haklarına saldıranlar rahatsız olur. Bu düzenlemeden ancak yalan ve çarpıtılmış bilgilerle kamu düzenini bozmaya çalışanlar rahatsız olur. Bu düzenlemeden ancak haber alma özgürlüğünü ipotek altına almaya çalışanlar rahatsız olur. Bu düzenlemeden ancak demokratik değerleri tahrif edenler rahatsız olur. Bu düzenlemeden ancak sistematik yalan mekanizmalarına çomak sokulanlar rahatsız olur. Bu düzenlemeden ancak siyaset sahnesini ve toplumsal huzuru zehirlemeye çalışanlar rahatsız olur. Bu düzenlemeye karşı sesi en çok çıkanların, en çok yalan ve dezenformasyon üretenler ve yayanlar olmasını çok manidar buluyorum. Bu yasa teklifi etrafında yapılan tartışmalar da esasında kimin demokrasinin yanında yer aldığını, kimin demokrasinin karşısında durduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor" diye konuştu.
Program kapsamında Osmanlı döneminden Millî Mücadele ve Cumhuriyetin ilk dönemlerine, çok partili dönemden bugüne Türk basın tarihinin farklı boyutlarda ele alınacağı kaydedildi.