meta http-equiv="Content-Type" content="text/html; charset=windows-1254" />

Aysel AKKANAT Akkanat


PANDEMİNİN YILDÖNÜMÜ GELİRKEN

.


Geçen yıl martta pandemiyle yeni tanışmıştık. Daha ne olduğunu anlamadan normal hayatımızı kaybedip, belirsizliklerle boğuştuk. Böyle bir zamanda babamı kaybettim.

Yok virüsten değil, kalp kriziydi.

Korku, endişe, belirsizlik…

Acımı yaşayamadım. Kimseye sarılıp ağlayamadım…

Yarım kalmış annem için endişelendim…

Tam olarak neler olduğunu anlayamasak da bir şeylerin değiştiğini hissettik, içten içe…

Yaşadığımız dünyadan korktum…

Bu dünyada olan çocuklarımızdan, geleceğimizden, her şeyden…

Daha önce de korkularımız olmuştu. Televizyonların ülkemizi tehdit eden savaşlarını gösterdiklerinde…

Hepimizin dilinde; “normalimiz yıkıldı, ne zaman bitecek bu pandemi?” sözcükleri…

Her şeyin eskisi gibi olmasını diliyoruz.

Oysa eskisi gibi olursa, yeniden yıkılabilme ihtimalini düşünemiyoruz. Bizim “normal” diye düşünüp, sürdürmeye çalıştığımız yaşamımızı değiştirmemiz gerektiğinin farkına varamıyoruz.

Belki bizim yerimize yeni normali düşünenler vardır. Kendi normallerini yaratmak için…

Pandemi dünyayı yerle bir etti…

Önümüzdeki baharda ya da daha sonra yeniden inşa edilmeye başlayabilir.

Bundan sonra dünyayı neler bekliyor?

Bizi neye alıştırıyorlar?

Gıda sorunu, su sorunu, ilaç, aşı…

Bu ihtimaller düşündürülüp, neye razı ediliyoruz?

Bilimin yetmediği yerde miyiz? Eğer böyle ise ne yapılabilir?

Küçük devletler; yaşadıkları standartın rehavetine kapılmışken, başlarına gelen bu felaketle ayakta kalmaya çabalıyor.

Peki ulus devletler, kendi gelecekleriyle ilgili hangi senaryoları üretiyorlar?

Bir fert olarak gelecek on yılımızın planlarına bir es vermişken; ülkemizi ve dünyayı nelerin beklediğini merak değil, endişeyle bekliyoruz.

Kim bilir Covid-19 ile ölenler bizlerden şanslıdırlar…

Bunları göreceğiz, hâlâ hayatta kalırsak…

Konuşup, yaşayacağız…

Gönül ister ki daha umutlu yazılar olsun…

Tıpkı pandeminin yarattığı deprem gibi…

Yerin altı üstüne gelsin de altından dünyaya umut, güzellik, insanlık yeşertsin…

Biz de bu umutla yaratıcının nezdinde Şems’in bu sözüne sığınıyoruz; “nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?”